Büyütmek, büyüdüğünü görmek…
Büyüttüğümüz, emek verdiğimiz şey ne olursa olsun, hiç bitmeyecek bu süreci gözlerimiz dolarak izleriz. Evladınızı, kedinizi, köpeğinizi, çiçeğinizi, ağacınızı, kurduğunuz işletmeyi; zaman zaman çok yorar, üzer, güldürür ama sonuç ne olursa olsun yaşanmışlık katar.
İşletmelerimiz ister küçük, ister büyük olsun, bir elin parmaklarını geçmeyecek, ya da yüzlerce çalışanınız olsun, büyütmek her zaman sancılı ve sonu olmayan bir mücadeledir.
İnsanoğlu her zaman daha fazlasını başarmak elde etmek istemiştir. Bu sebeple de o büyüme, büyütme isteği hiç bitmeyecektir. Belki de bitmemelidir. Özellikle de içinde bulunduğumuz bu zamanlarda çok daha zor bu bitmeyecek süreci yönetmek, sonu olmayan bir çabada olmak. İşletmenizin her gün acıkıyor susuyor olması, sizin de hiç durmuyor olmanız anlamına gelmektedir. Bazen isyan eder nefes almak dinlenmek isterseniz ama size muhtaç bir bebek gibidir, ilgilenmemeniz imkansızdır her şeyiyle size muhtaçtır.
Büyüme sırasında bizi ilgilendiren birçok konu başlığı bulunuyor, başlıkların en önemlisi işin mutfağıdır. Büyütmek için verimli topraklara sahip olmanız gerekli. Şirketlerde de toprağınız; işinizin mutfağıdır.
“İşinizi iyi bilmeli ve mutfağına hakim olmalısınız.” Aksi taktirde başarısız olmanız kaçınılmaz bir son olabilir. Gerektiğinde o mutfağa girebilmeli çalışabilmelisiniz.
Çalışanlarınıza liderlik yapmak deyim yerindeyse personel yönetmek, şirketlerin en doyumsuz en büyük iştahlarının başında geliyor. En büyük sorun nitelikli olsun olmasın çalışan sorunu, siz kendinize uygun çalışanı, çalışanda kendine uygun işi bulmakta zorlanıyor. İşletmenizi büyütmek isterken, en önemli, sıkıntılı, yorucu işlerin başında gelecek ve belki de başarısızlık korkusu yaratacak konuların en tepesine oturacak.
Bir diğeri iletişim konusu. Burada gerçekten imdat demek istiyorum. Anlatıyor olmanız, örnek vermeniz, bazen kısa kesmeniz işe yaramıyor yarayamıyor. Sonuç olarak tüm taraflar ki bunlar; çalışanlar, tedarikçiler, müşteriler, devlet, bankalar kendi menfaatlerini savunuyor, ya da durduğunuz yerlerden birbirinizi yeterince göremiyorsunuz. Böyle durumlarda bir adım geri çekilmek bir çözüm olabiliyor. Buradaki en önemli detayın şirket kültürünüzün ne olduğunu iyi anlatabilmek olduğuna inanıyorum.
Çevik olmalı değişikliklere hemen ayak uydurmalı yaratıcı ve öncü olmalısınız. Başta belirttim ya “büyüdüğünü görmek sizi duygulandıracak” diye. Öyle zamanlar gelecek ki duygusallığa kapılmamalı, analitik olmalısınız. Duyguları ile yaşayan ve her soruna duygusal çözüm bulan insanoğlu için, en önemli ve vazgeçilmez duygu empati. Empatiyi kaybetmeden analitik olmalısınız.
İçerde ve dışarda şirket değerlerinizi iyi anlatabilmeli, bunun sürekliliğini korumalı örnek olmalısınız, eleştiriye açık olmalı hatalarınızı kabul etmeli, değiştiremediklerinizle barışmalısınız.
Plan yapmalısınız, en az 2 ve 5 yıllık planlarınız olmalı. O planlara sadık kalmalı ya da değer katmalısınız.
Öğretilmiş yargılardan ve duvarlardan korkmayın, istediğiniz hayal ettiğiniz ne ise onun için çalışın.
Büyüttüğünüz şey her ne ise keyfini çıkartın.
Commentaires